Vuslata Yolculuk
Allah dedi ki: “Bu Doğrulara, doğru
söylemelerinin yarar sağladığı gündür.
Onlar için, içinde ebedi kalacakları,
altından ırmaklar akan cennetler vardır.
Allah onlardan razı oldu, onlar da
O’ndan razı olmuşlardır.
İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur. Maide 119
Ateşten kadehte şarap içemedim
sızarak gözlerinin bir köşesinde…
Ayıkların giremediği aşk bahçesine
gözlerinden girdim sarhoş bir halde…
Uzun uzun yürüdüm gözlerinde…
Tüm yolların sana çıktığı bir yolda
yürüdüm uzun uzun,
Durmak nedir bilmeyen bir ayyaşın olarak…
Mecnunun geçmediği çöllere
vurdum kendimi,
Geçtim ayyaşların bile korktuğu
korkunç vadilerden…
Deldim. Gördüğüm tüm dağları!
Zindanlarda biriktirdiğim gözyaşlarından okyanusları getirdim avuçlarımda ayaklarına,
Leyle düştüm durmadım,
yürüdüm uzun uzun gözlerinde…
Yandım kavruldum.
Gözlerine vurdu tüm yolları ayaklarım…
Gözlerine vurdu ayaklarımı tüm yollar…
Aşk bahçende geziniyorum Ey sevgili,
gözlerinde yürüyerek…
Gözlerinde eriyen bu bedenin
sonsuza uzayan Ah’ının yansımasıdır
bu sitemkar harfler…
Rüyayı bir türlü yazamadım, ne edeyim
Yar(adan) deyince kalem elden düşermiş…
Yanıyorum ve feryadımı duyuramıyorum.
Allah’ım! Yandıkça yangınına susuyorum,
Bu ateşi söndürme. Yanıyorum Allah’ım!.
Yandıkça susuyorum, susadıkça gözlerim
seni daha bir özlüyor…
Gerçekten umutsuz insanın,
Umudunu kaybedenin, kaybedecek
başka neyi kalır ki,
Umudunu kaybetti mi insan:
Her şeyini kaybettiğinden
karanlık bir hayata gark olur, boğulur…
Allah(cc) varsa, ümit her daim vardır…
Allah(cc) varsa, ümitsizlik yok…
Öğrenmiştim artık amansız,
sabahı gelmeyen ve bitmek bilmeyen
gecelerde rüyalarla yüzleşmeyi…
Böyle gecelerde içimdeki mezarlıklardan
ıslık çalarak, şarkılar söyleyerek,
kalabalıklara karışarak ve öyküler
anlatarak çıkıyorum…
Ve bunları yaşarken ne zaman o sesi
duysam hep susturdum onu..
O sesin çağrısı yüzünden kayalıklara çarptım… Çünkü o ses bana durmaksızın
‘İnan’ diyordu…
“İnan ve kurtul bu benliğinden “…
Sen benim gözbebeklerimi…
Göz bebeklerine dalarken eriyen yüreğimi…
Yüreğimde kopan fırtınaları,
bedenimin tutuşmasını, nerden bileceksin?
Göz kapaklarımın ardında,
kendimden sakladığım ama gözlerime
mahkûm ettiğim gözyaşlarımdan ve
hayallerimden haberin var mı?
Ya Siz ey kalabalıklar sizin haberiniz var mı?
Yok, Tabi ki…
Tüm bunlardan tek haberdar…
Ben artık O’na Yar(adan)a inandım
ve kurtuldum.