ERKEK
On yedi yıl evli kalan bir kadın;
Şunları söylüyor:
Erkek…
Allah’ın yarattığı en güzel canlıdır.
Eşine…
Kızına…
Kız kardeşine…
Annesine…
Babasına…
Torununa…
Sahip olduğu her şeyini feda eder.
Gençliğini ve sağlığını…
Eşi ve çocukları için feda eder,
Çünkü sürekli çalışır.
Ailesinin hayatını…
Çocuklarının geleceğini inşa etmeye çalışır. Birkaç işte çalışmak zorunda kalsa ve bu sağlığına mal olsa dahi…
Sürekli mücadele eder.
Annesinden, diğer yakınlarından…
Hatta iş yerinde amirinden işittiği azarlara tahammül eder.
Tüm bunların sonunda yine kabak onun başına patlar.
Biraz eğlenmek için gezmeye çıksa;
Sorumsuz…
Evde kalsa;
Tembel… olur.
Hata eden çocuğuna kızınca;
Vahşi baba… ,
Kızmasa;
Boş verici baba… olur.
Karısının çalışmasına izin vermezse;
Geri kafalı…
İzin verse;
Karı parası yiyen asalak… olur.
Annesinin sözünü dinlerse;
Ana kuzusu…
Karısının sözünü dinlerse;
Kılıbık… olur.
Tüm bunlara rağmen baba şunları yapar:
Çocuklarının her hususta;
Kendisinden daha iyi olmasını ister.
Çocukları;
Küçükken ayağını…
Büyüyünce yüreğini…
Çiğnediklerinde, tahammül eder.
Sahip olduğunun en iyisini…
Hatta belki hepsini verir.
Çocukları gökteki yıldızı istese…
O gücü yetse güneşi getirmeye çalışır.
Eğer anne;
Dokuz ay çocukları karnında taşıdı ise…
Baba da;
Aklında…
Zihninde…
Ömrü boyunca taşır.
Yetim bir çocuğa sorun isterseniz.
“Baba” diyecek kimseyi bulamamak…
Ne zor bir şeydir, anlatsın size.
Evet, Anne önemli…
Çünkü Anne;
Çocuğuna nefes verir.
Lakin Baba;
Çocuğuna hayat verir.
Eğer bir çocuğun babası yoksa…
Serseri mayın gibi;
Sadece nefes alır…
Yaşamaz. Yaşayamaz…