ANNE Mİ ? ANNELİK Mİ ?
Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne babaya iyilikle davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında
yaşlılığa ulaşırsa, onlara: “Öf” bile deame ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve ‘Ey Rabbim! Nasıl onlar beni küçükken besleyip
büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur! ‘de.” İsra23-24 Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk
üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. “Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır.” Lokman 14 Doğum öncesi ve sonrası nice zahmet, zorluk ve sancılara cennet meyvesi için katlanan… Gözlerini dünyaya açarak gelen çiçeğinin kokusunu aldığında her şeyi unutup duygu
yelkeninde, rahmet esintisi ile yol alarak kendini unutan… Kanını süte çevirerek yavrusuna, kıymetlisine feda ederek canından vazgeçen… Uykuları kendine haram kılarak, Karanlık geceleri miniği için gündüzlere çeviren… Dertleri kederleri, Sevinçleri neşeleriyle bedeni küçük ama dünyası büyük olan o kocaman çocuğu, minicik yüreğine sığdıran…
Bize kanından kan, canından can katarak aylarca karnında taşıyıp sonra da yaşadığımız dünyaya getiren, bununla da kalmayıp gecesini gündüzüne katarak büyütüp besleyen o değerli
varlığımız… Annelerimiz için ne yapsak? Biliyoruz ki azdır. Bizlere hayatını ve tüm zamanını feda eden Annelere böyle komik ve sınırlayıcı günler atfetmek hem riya hem de samimiyetsizlik
kokuyor diye düşünüyorum. İyi ve Kötü günümüzde her an yanımızda olan, güldüğümüzde bizimle gülen, ağladığımızda bizimle ağlayan, yegâne varlığımız, Annemizi
ne kadar sevsek azdır. Anne sevgisinin yerini dünyada hiçbir sevgi tutamaz. İyi biliyoruz ve bilmeliyiz ki; Allah sevgisi, Peygamber sevgisi, anne ve baba sevgisi en kutsal sevgilerdendir. Lakin Tüm canlılara baktığımızda Annenin Yavrusuna bakış ve davranışı aynıdır. Koruyucu ve gözetleyici bir güdüyle hareket ederek yavrusunu koruma görevi üstlenir.
Yaratılmışların en şereflisi ve en mükemmeli olan insan birçok görevlerle sorumlu tutulmuştur. Bu görevlerin başında Allah’a karşı
görevlerimiz ile bu görevlerden biri olan AnneÇocuk ilişkili sorumluluklar gelmektedir. Çocuğunun tırnağına zarar gelmemesi için çırpındığı kadar Çocuğunun Ahiretini kurtarmak
için azim, çaba gösteren Anne için, “Cennet Annelerin ayakları altındadır.” Hadisi bunu izah etmek anlamında çok manidardır. Allah Annelerin cenneti kazanması için lütfunu,
ikramını; Anneye, cennet olan çocuğu vererek cenneti ayaklarının altına sermiş ve cenneti kazanma yolunu göstermiştir. Cenneti kazanmanın yolu Çocuğu Allah’tan bihaber değil, Allah’ını bilen, Fıtrat ve güzel ahlak üzere yetiştirmekle mümkün olduğunu, Üstünlüğün Anne ile değil Annelik ile olması gerektiğidir asıl olan… Onu doğurandan, doyurandan çok onu ahlak üzere terbiye etmektir asil olan… Bugün dünyamızda bu kadar zulmü, vahşeti, fuhşu, şiddet ve katliamları yapan çocukları doğuranlar Anneler değiller mi? Eğer Anneler; Bugün Anne yerine Annelik vazifelerini yerine getirselerdi bunca yaşananlar bu boyutlara ulaşacak mıydı? diye Annelerin kendilerini sorgulamalarını temenni ederek; Annelik sorumluluk bilincini taşıyan Tüm
Annelerin ellerinden öpüyorum. Hayatınız ve her gününüz kutlu (mutlu) olsun.