ANNE-BABA HAKKI

Son yıllarda öyle olaylara şahitlik ediyoruz ki; malesef kendisini dokuz ay karnında taşımış, ne zahmetlerle kanından kan canından can katmış, nice sancılar çekmiş, dünyaya getirmiş, aylarca ciğerindeki kanını ak süt yaparak emzirmiş, çocuğum büyüsün de adam olsun diye saçını süpürge yapmış, geceler boyu uykusuz kalmış, altını temizlemiş, üstünü yıkamış, yememiş yedirmiş, giymemiş giydirmiş, emek vermiş, alın teri dökmüş, tek cocuğum büyüsün de adam olsun diye çabalamış anne babaya karşı akıl almaz olaylarla, davranışlarla karşılaşıyoruz.

Halbu ki yüce yaratıcımız aziz kitabında; “…Çünkü Rabbin, başkasına değil, yalnızca O’na kulluk etmenizi ve ana-babaya iyi davranmanızı buyurmuştur. Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında kocarsa, onlara sakın “Öf!” demeyesin; onları azarlamayasın; onlara saygılı, yüceltici sözler söyleyesin. Onlara alçak gönüllüce ve acıyıp-esirgeyerek kol-kanat geresin; ve “Ey Rabbim!” diyesin, “Onların beni küçükken sevgi ve şefkatle besleyip büyüttükleri gibi, Sen de onlara merhamet eyle!”(İsra 23-24) emir ve öğütlerini sıralamaktadır. Hatta Allah evladın anne babası için nasıl dua edeceğini bile öğütlemektedir: “Rabbimiz! Hesabın görüleceği gün, beni, anamı-babamı ve bütün müminleri bağışla!”(İbrahim 41) Allah aziz kitabında böyle buyuruyor.

Çağımızda ‘ben hayatımı yaşayacağım’ diyenlere ne demeli? Ebeynlerin seni büyütürken onların hayatı yok muydu? Bakalım bu konuda Efendimiz ne buyuruyor: “Kimin anne ya da babası yanında kocayıp ölmüş de o cennete girememişse yazıklar olsun.” diyor Alemlere Rahmet Hz. Muhammed.

Müslümanlar için hayatın öznesi olması gereken yüce kitabımızda anne babaya itaatsizlik sadece ve sadece Allah’a iman konusunda söz konusu olabilir. “[Allah diyor ki:] ‘[Anne babana saygılı ol;] ama eğer senin aklının [ilahlık] yakıştıramayacağı bir şeye Benimle birlikte ilahlık yakıştırman için zorlarlarsa onlara uyma; [o durumda bile] onlara bu dünyada iyilikle davran ve Bana yönelenlerin yolundan git. Sonunda hepiniz Bana döneceksiniz; ve o zaman [hayatta iken] yapmış olduğunuz her şeyi [gerçek şekliyle] size göstereceğim”(Lokman 15). Ayette görüleceği üzere imani konularda zorlasalar, ısrar etseler dahi onlara iyi davranma konusunda taviz verilmemesi ikazı yapılmaktadır.

Güzel davranmamanın hiç bir mazereti yoktur. Namaz kılma derlerse; kılarım, deme ama kıl. Oruç tutma derlerse; tutarım, deme ama tut. Kuran okuma derlerse; okurum, deme ama oku. Unutmayın ki onlar sizi seviyor ve sizin için endişe ediyorlar. Uyarılması gerekiyorsa onları güzel bir dille uyarmak gerekir. İşte bir ayet daha: “Biz insana, [yapacağı en hayırlı işlerden biri olarak] anne ve babasına iyi davranmasını emrettik; ama [buna rağmen,] eğer onlar [ilah olarak] kabul edemeyeceğin herhangi bir şeyi, Bana ortak koşmanı isterlerse onlara uyma: [çünkü] hepiniz [sonunda] dönüp Bana geleceksiniz; o zaman [hayatta iken] yapmış olduğunuz her şeyi [iyi ve kötü yönleriyle] gözünüzün önüne sereceğim.”(ankebut 8). Bakın burda da ‘Onlara uyma, sen doğru olanı yap.’ emri göze çarpmaktadır. Ama nerde… anasını babasını dövenler mi… canını yakanlar mı… aç bırakanlar mı… her türlüsü ile karşılaşmak mümkün günmüzde.

Haberimiz yoktu demeyesiniz, işte bundan sonra oldu.

“Onlardan kimi de şöyle yakarır: Ey Rabb´imiz, bize dünyada da güzellik ver, âhırette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru.”(Bakara 201). Bu güzel dua ile kalbinizin sahibine emanet olun.